Kur’an-ı Kerim ’e Adanan Bir Ömür

Ebu Abdurrahman Es-Sulemisahabiyi görmüş, onlardan Kur’an-ı Kerim ‘i öğrenmiş, Kur’an ilimlerinde dönemin önde gelen alimlerinden ve tabiinin büyüklerindendir.

Bu büyük zat bir defasında yanında bulunanlara Hz. Osmandan rivayet ettiği “Sizin en hayırlınız, Kur’an-ı Kerim ’i öğrenen ve başkasına öğretendir.” hadisini zikreder ve bizim için çok manalar ifade eden şu cümleleri kullanır:

“İşte beni yaklaşık kırk yıldır (camide oturup Kur’an-ı Kerim öğrettiği yeri işaret ederek) buraya oturtan şey bu hadistir.”

Evet söylenen söz Kur’an-ı Kerim Necm suresinde buyrulduğu gibi “O kendi heva ve hevesiyle konuşmuyor. O, kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.” (Necm 3-4) fehvasınca bizzat Rabbul alemin tarafından onaylanan ve tasdik edilen bir sözdür.

Hz. Peygamberin (s.a.s.) konuştuğu sözün, O’na (s.a.s.) ittiba edenlerin yanında bir karşılığı vardır. Zira O’na (s.a.s.) gönül vermiş olanlar Kur’an-ı Kerim’in şu ayetini hatırlarlar.

“Ey Resulüm, de ki: “Ey insanlar, eğer Allah’ı seviyorsanız, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir!”(Al-i İmran 31)

Allah (c.c.)’ı sevmek demek Hz. Peygambere (s.a.s.) ittiba etmek olduğuna göre, Allah (c.c.)’ı seven insanlar Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) sözlerini yerine getirir ki O’nun (c.c.) sevgisine ve merhametine nail olsunlar.

işte Kur’an-ı Kerim öğrenme ve öğretme konusundaki teşviklerini duyan tabiin büyüklerinden Es-Sulemi de yaklaşık kırk yıl bu emri yerine getirmek için gayret göstermiş ve bu yolda yürümüştür.

Efendimiz (s.a.s.) bu hadislerindeen hayırlınızkelimesini kullanıyor. Bu kelime üzerinde biraz düşünecek olursak şu sonuca varabiliriz.

Melekler içerisinde vahiy meleği olan Cebrail (a.s.)’ın diğer meleklere, Kur’an-ı Kerim’in diğer kitaplara ve Kur’anın kendisine geldiği Efendimiz (s.a.s.), diğer insanlara üstünlüğü ne ise, Kur’an-ı Kerim’i okuyan ve okutan insanın diğer insanlara olan üstünlüğü de odur.

Allah (c.c.) Rasulu (s.a.s.) bizlere bu üstünlüğü haber veriyor ve ciddi bir gayretle hayatımızı sahabi ve tabiinin yaptığı gibi Kur’an-ı Kerim’e adamamız gerektiğini beyan buyuruyor.

Netice itibarı ile Kur’an-ı Kerim’le geçen herbir zaman, yaşanan zamanların en hayırlısı ve telaffuz edilen herbir harf ise onun sevap defterine kaydedilen onlarca hasenedir.

Cenab-ı Allah (c.c.) bizlere de Kur’anına, okuyup, okutmak ve yaşamak sureti ile sahip çıkanlardan eylesin. Amin